Sır, dünyanın kalbi…
- İblisle başladı “öteki” düşüncesi…
- 15 Kas 2006
- 1 dakikada okunur

Sayılar duruluyor… Hizaya geliyor hepsi… Ve secde ediyorlar insana…
Şimdi an-ladım diyor harf… Vücuda geldim… Sevgilinin kelimelerini kalbimde bildim… Onların nurlarıyla aydınlandım… Tefekküre daldım…
Ve hareketlendi birden sayılar… Işınlandı… Manayı, kalbimizden almak istedi iblis… Düşürüldü… Kuyruk sokumumuzda uyuyan bir yılan gibi bekletildi… Yeniden harekete geçmek için toplu bir ses, bir çağrı, bir mantra bekledi… Dünyanın her yerinde insanlar, o mantrayı zihinlerinde seslendirip, tekrarlayınca, yükseldi… Bütün vücudu yakarak, zihne, eskiden olduğu gibi yeniden taht kurmaya geldi…
Cennette, ruhlarımız birbirleriyle iç içe yüzerlerken, yasaklanan, ruhların birbirinden ayrılmaması için maddenin karanlığıydı… Her yerde olabilecekken, çarmığa gerildik, tek bir yerde yaşamaya mahkûm edildik… O anın içinde esir kaldık…
Sonra her şeyin bilgisini an-lamaya başladık… Sayılar başladı… Zaman, ateşin üzerine dizildi… Oysa cennette harfler gibi hürdük… Her manalı buluşma, O’nun kelimesi olma, nur içinde bırakıyordu bizi…
Sevgilinin kelimeleri kalbimizde hayat buluyordu… Hiçbir şeyi an-lamaya ihtiyacımız yoktu… O bizdik…
İblisle başladı “öteki” düşüncesi… Öteki olmadan maddeleşemiyordu düşünce… Var olmak için kendime yabancılaşmam gerekiyordu… Yoksa nasıl var olabilirdim… Kendimi görebilirdim… İnanan bir insan için öteki, her zaman şeytan oldu… Ama sır yine bendim… Sır aradan çekilince öteki kalmıyordu…
Vücut bulmam için ötekine ihtiyacım vardı… Ama düşüncemin parçalanmaması için birlik şarttı… Öteki olmayan, cennet hali, iç içe yüzen ruhlarımız bunu bilmemeliydi…
An-lamaya ihtiyaç olmadan vücuda gelebilir miydik… Günah işlemeden cennette kalabilir miydik…
Ötekine ihtiyaç olmadan birbirimizi görebilir miydik…
İşte bunun için bu imtihan…
Dünya hayatı geçici derken kastedilen bu olmalı…
An-lamadan anlamaya çalışmak… Ötekileşmeden birbirini görmek, aramıza kendimiz dâhil hiçbir sırrı almamak. Hayati Sır






















Yorumlar