Yüzüm görünmez olur…
Dilin tekbiri ile kâinat yüzünü gösterir sana… Manyetik örtü aradan çekilir ve kelimelerin sahibini görürsün… Cennet’ten de öte… Sana öğretilen kelimelerden en önce… Bilinen bütün kelimelerden en önce yaşanan biricik andır bu… Bütün zamanların o bilinmeyen dilini kendi içinde toplayan tek bir an… Ve tek bir kelime…
( Hangi hayat bitebilir ki… Hangi açılan parantez kapanabilir… Ve ses sonlanabilir…
Sonunda her düşünce kendi inine döner… Uyuyanlar uyanır… O an kendi ekseninde döner, döner, yeniden yaşanır…
Şimdiden kelimelerin evini temizlemek gerekir… Kalbi… Kalbin aynasını… Çünkü o tek bir an çok yakında gelebilir…
( Bir gün, sonsuz bir bakışın içinde, ansızın, kendi yüzünde uyanabilir insan… Ya da bütün bir ömür sadece kendi yüzüne baksa, hakikati orada bulabilir… Belki ışığı fark eder önce… Zamanın döndüğü fikrini, iklimlerin değişmesini, neşeyi, acıyı, maddenin karanlığını, cinneti ve her sabah bir çocuk gibi yeniden doğduğunu sırlı bir aynanın önünde, tek başına, tek bir anın içinde birdenbire anlar…
O an, düşünceleri değiştikçe kelimelerin ışığının yüzünü nasıl aydınlattığını fark eder…
Hakikati görmeye başlamıştır bakışlarında… Yoksa aynadan sır çekilmiş, gördüğünü sandığı yüz, o zamanın olmadığı tek bir anın içindeki biricik söz müdür… Şimdiden kim bilebilir ki bu esrarlı sözün gerçek anlamını… Bütün anlar ve anlamların ötesinden tek bir kelime ile Cenab-ı Allah şimdi seni huzura çağırır…
( Yüzünün sırlarını gizle… Anlamı anın içinde, anı anlamın içinde arama… Sonsuzluğun içinde ara kendini… Dünyadaki anlamlar bazen engeldir kâinatı anlamana… Kendini bilmene… Anlamları terk et… Anlamlar eski olanı çağrıştırır sana…
Her zaman yeni kalan sadece Allah için yapılan tefekkürdür…
Şimdi, aynanın önünde fark ettiğim yüz, yeni olandır… Hiç eskimeyecek yüz benim yüzümdür… Yüzümün tarihi yoktur… Zihnim tarihi kaydeder, yüzüm tarihini siler… Her an silinen, kaybolan, hep yeni kalan yüz benim yüzümdür… Kelimelerin evi kalbim, nurun toplandığı yer yüzümdür… Bu yüzden yüzüm zaman geçtikçe görünmez olur… Ve bir gün, ansızın, sonsuz bir bakışın içinde kendi yüzünde bütün bir hakikati fark edebilir insan…
Sonra yüzü görünmez olur…
Yüzünden Cennet’e hafifçe bir kapı aralanır… Halim Selim