Ölmeden önce huzura kavuşuyoruz
Kendi acın bittiği an insanların acılarını artık hissetmiyorsan vicdanında hainsin… Bir eyleme geçmiyorsan haksızlıklar karşısında hainsin… Kelimelerini bir mızrak gibi kullanmak için hâlâ ne bekliyorsun… Hiç olmazsa konuş… Yaz… Gözyaşı dök ve dua et… Dünyada yaşanan bütün acılar için… Zulüm altında yaşamak zorunda kalan insanlar için… Teknolojinin ezici zulmü altında kalan savunmasız çocuklar için… Dua et, gözyaşı dök, bir eylem yap kalbinde… Merak etme gökyüzünün kapıları açılacaktır sana… Ve hain olmaktan kurtulacaksın o an…
Şimdi gecenin karanlığı bitecektir… Işık, kalbin anahtarıdır… Bütün karanlıklar aydınlanır o zaman… Işık bazen nefestir, bazen bir kelimedir, bazen ışığın kendisidir, nurdur… ‘Öteki’ bu nur karşısında aslına döner… Allah’a secde eder… Önemli olan nurlu bir hayattır… Maddenin karanlığından kurtulup ihlâslı bir kelime olabilmektir Cennet’te… Dünyada ölmeden önce ölmek, ‘öteki’nden kurtulmak, Cennet’i hissetmektir kalbinde… Ve o kalbin içinde Cennet’i hisseden bütün kulları görmektir… ‘Huzur’da olmak ancak bu duygunun sürekliliği ile mümkündür… İnsan bu süreklilik içinde Allah’ın huzurunda olduğunu hiç unutmazsa ‘öteki’ ona yaklaşamaz… Nefsi azmaz, günaha girmez… Cehennem’den hep uzak yaşar… Hayatın sırrı budur… O zaman ruhunuzun Cennet’ten düşürülmediğini anlarsınız… Düşürülen ‘öteki’dir… ‘Öteki’nin peşinden gidenler, maddenin karanlık dünyasında kalacaklardır… Allah emanetini kendinden uzaklaştırmaz… Maddenin karanlığına terk etmez…
Ümitsiz olan herkes ‘öteki’nin elinde esirdir… Allah insana verdiği emanetini hiç unutur mu? İnsan unutsa bile bu emaneti Allah unutmaz… Yeter ki kalbini karartmasın insan… Ümidini kesmesin gelecekten…
( Şimdi, hayatın heyecanı sarıyor kalbi… Güzel, mutlu günler… Güneş ısıtıyor bedenimizi… Gülümsüyoruz birbirimize bakıp… Yüzümüz Cennet’in nuru ile ışık içinde kalıyor… Ayaklarımız çıplak, sıcak toprağın üzerinde namaz kılıyoruz… Alın yazımız, toprakla birleşiyor biz daha ölmeden… Ölmeden önce ölüyoruz birlikte… Huzura kavuşuyoruz…
Ey sevgili…