top of page

Aşkın ateşi, kelimelerin sonu, anın hakikati…


Kâğıtların arasında kan gibi dolaşır yazı… Her yaratılanı birbirine bağlar… Kelimelerin yerlerini değiştirme çabası şeytanın bu birliği bozmak içindir… Harflerle oynar o… Tersine yazar kelimeleri… Kanın içinde bir yılan gibi kıvrılır… Sen okudukça, kalbine doğru tıssslar…

Tabiatın bahçesi ateştendir yazının evinde, sen korunmuyorsan… Yanmadan yazamazsın kelimeleri… Ateşin içinde bekler yılan… Yazdıkça ona dokunduğunu hissedersin… Her yazının içine derisini bırakır… Ve yeni bir yazıya yol alır omurgandan…

Kalemin nurdan olmalı senin… Yanmamalı ateşten… Bir yılan gibi devamlı olarak deri değiştirmemeli… Ölümsüzlük iddiasından uzak durmalı… Yeri gelince su olmalı, yeri gelince toprak… Ateşten uzak durmalı kalem… İçine yılanı almamalı…

Işığın olmadığı yerde karanlık olabilir mi? Ağacın cevheri sözdür... Bilginin, iyiliğin ve kötülüğün ağacı olabilir mi? Ya hayatın ağacı… Elbette olur! Ama sözün içine yılanı almamalısın yazarken… Kalem, yılanın başını ezmeli… Nur içinde kalmalı her kelime… Cennet’in kelimeleri…

Korunmasız her harfin ateşi, arzuyu tetikler… Arzunun yönünü şeytan belirliyorsa yanarsın… Hazzın artması ateşin gücündendir… Ateşten kurtulunca sevmeli insan, insan-eşini… O zaman tenden de kurtulursun… Kâinatın genişlemesi ile her yöne doğru yayılır nurdan vücudun…

Işığın damlaları içinde birbirine sarılmış secde eden nurdan vücutlar… Arzunun ateşi sönmüştür artık… Dağların bile taşıyamadığı emanetin sırrı açıklanır sana…

Hu!

Ey kelimelerin dile geldiği o anın içinde bizi bekleyen melek…

İncitilmiş, mahzun, gözü yaşlı melek…

Dünyada aşk ateşini söndürüp hâlâ çarpan bir kalb kaldı mı? Bu mümkün mü?

Sonsuza kadar kelimelerin ateşi söndürülebilir mi?

Kâğıtlar, ağaçlar, ormanlar yanmadan konuşabilir miyiz bir melekle?

Ateş olmadan söz olur mu?

Bir melek yanmadan, aşk olur mu?

Aşk için kendini yakan her melek Cennet’ten kovulur mu?

Allah’ım, güzel Allah’ım, arzunun kışkırtıcı ateşini içinde hissettiği an insan, senin belirlediğin sınırlarına hemen geri dönmeli…

Aşkın ateşini kalbinde söndürmeli…

Ve Cennet’te kalmalı…

Ona verilen emanetin sırrını ancak o zaman anlayabilir…

Ve o ‘an’ hakikat olur.

bottom of page