top of page

Nurların ateşten zamanı


Kalb bile fark etmiyor daha seni… O kadar önce başladı ki bu sahipsiz duygu… Cennet’ten de önce sanki… Bütün kelimelerden önce… Ben seni biliyordum… Kendimi bilmeden seni biliyordum sevgili, ey sevgili…

Şimdi çok uzak ölüm bana… Hayat kadar uzak… Ölüm ve hayat olmadan da yaşanıyormuş… Bütün anların, harflerin, kelimelerin içine girmeden, Cennet’in de Cehennem’in de dışında… Ey Sevgili…

Kalbi olmadan aşık olabilir mi insan? Aklı olmadan düşünebilir mi? Kanın ateşi olmadan zaman duygusunu bilebilir mi? Sevgili, ey sevgili…

Secde halini bilmek için vücuda gelmek mi gerekli?

Ey bütün ihtiyaçlardan arınmış sevgili… Nurların efendisi…

Ben seni bildiğim an dünya yaratılmamıştı daha… Namaz, güzel koku ve kadınlar bize sevdirilmemişti… ‘Hiç’ bile yoktu… Tek bir an ve o kadar işte… Ama ben seni bildim… O anı nasıl unutabilirim bunca yıldan sonra… Bana kim unutturabilir seni…

Ey sevgili, bütün hallerin, vücutların, düşüncelerin dışında bekliyorsun, biliyorum beni… Dünya hiç yaratılmadı, ‘biz’ olmadık sanki ve hep ‘bir’ olduk sevgili… Tek bir Allah olduğunu hiç unutmadık…

( Bugün, unutmuş herkes kendini… Halife olduğunu unutmuş, taşıdığı emanetin ne anlama geldiğini bilememiş ve dünya bu hale gelmiş… Hz. Âdem’in toprağını taşıyan bir insan için bitmiş aslında hayat… Ve kendi toprağının içinde ölememenin korkunç azabı başlamış… Dumansız ateşin üzerinde yüzen metalik bedenlerinin içinde hapsolmuş…

Gözlerinin yerinde ateşten kuyular var… Ateşten bir tabiat… Kokusuz çiçekler, meyve vermeyen ağaçlar ve dile geldikçe alev alan sözler…

O ilk an unutulmuş… Kıyametin geleceğini daha o ilk anın içinde hissetmiştim ben… Unutmak isteği yeni bir başlangıç içindir… Hepimizi içine çeken arzu dolu o an parçası, ateşten tabiatın içinde… Ve önce toprak, sonra ateş olan insan… Ben o ilk anın içinde hiç değişmeden bekliyorum şimdi seni, ey sevgili…

Kalbimin de, aklımın da ilk nuru… Cennet’ten önce, Cehennem’den sonra şu anın içinde seni hiç unutmadım ben… Hep bildim Allah’ın tek bir olduğunu…

Ve hiç ümitsizliğe kapılmadım bu ateşten tabiatın içinde… Gelip bizi bulacağını biliyordum…

Ey sevgili… Nurların efendisi…

Allah’ın en sevgili kulu…

Ne olur bizim kurtuluşumuz için de Allah’a dua et…

bottom of page