Küresel krizde ağaçların altında!
Kâğıtlar asıllarına rücu ediyorlar… Ağaç olduklarını hatırlıyorlar… Ve bugüne kadarki aşağılayıcı kullanımlarından kurtulup, özlerine dönüyorlar… Çek, senet, tahvil ve paralar… Hepsi değer yitirecekler… Ne güzel!
Ağaçların evlatları onlar… Bütün kâğıtlar… Bu geçen zaman içinde ne kötü kullandık kâğıtları… Onları paraladık… Un ufak ettik… Özlerinden koparttık… Tüketim nesnelerinin köleleri yaptık hepsini… Ağaçların kurtuluş günleri başladı şimdi… Paraları bırakıp gidecek kâğıtlar… Geri dönecekler ağaçlara…
Ağaçların altında uyuyan çocuklar… Kısıtlı bir dünya zamanı onlara uğramamış daha… Sonsuz bir ışığın gölge oyunlarını seyrediyorlar uykularında… Ellerinde boş kâğıtlar tutuyorlar… Dünyayı yeniden anlamamızı sağlayacak yeni kelimeler konacak birazdan üzerlerine… Kuşlarla birlikte kelimeler… Yeniden hatırlatacaklar bize hayatın anlamını… Çocuklar, kuşlar ve kelimeler…
İhtiyacının gerektirdiği kadar yemek, giymek ve tüketmek… Hepsi bu!
İsrafı durduramazsak dünya yok olacak… Tabiatı tahrip ettik… Sandık ki insanın doymak bilmeyen arzusu ona mutluluk getirecek… Ağaçlar, paralara kâğıt olmaktan mutlu olacaklar… Bunu bilemedik mi yoksa kasıtlı mı yaptık? Kendimizi tükettik…
Özür diliyoruz şimdi… Önce Yaratıcıdan, sonra bütün ağaçlardan, kuşlardan, çocuklardan ve kelimelerden… Özür dileyecek kelimeleri bile bulmakta zorluk çekiyoruz… Kelimeleri de ağaçları paralara tutsak ettiğimiz gibi kirli çıkarlarımıza alet ettik… Dile gelmek istemiyor artık hiçbir kelime… Kaçmak istiyorlar günlük boş konuşmaların içlerinden… Bugün yazılan şiire, hikâyeye, romana bile girmek istemiyorlar… İçlerinde hakikat yok bu yazılanların çoğunun diyorlar… Varlık, itikat, arzu, adalet, ölüm ve masumiyet üzerine düşünmüyorlar bu kitapları yazanlar artık… Sanki bu kavramların arkasındaki sırları hiç merak etmiyorlar… Onlar da sıradan, mazlum bir duruş yerine azgın bir nefsin peşine takılmayı yeğlemişler… Paranın ve ünlü olmanın hükmettiği vahşi bir hayatta kendi alanlarında iktidar olmak istiyorlar…
Ağaçların altında uyuyan çocuklar bize gülümseyerek uyanıyorlar… Bilmiyorlar ki onlar da artık büyüyünce bir ‘para adam’ olacaklar… Paralana paralana büyüyecekler… Ve günün birinde bu paralar uğruna bütün dünyayı tükettiklerini anlayacaklar… Ve anlayınca da buna hepimizi felakete sürükleyecek küresel kriz diyecekler…
Ey dünyanın bütün yoksun halkları… Hâlâ ağaç altlarında uyuyabiliyorsak, kıt kanaat geçinebiliyorsak ve bütün bunlarla yetinip Allah’a şükredebiliyorsak, biz neden korkalım ki…
Onlar korksun… Hayatını paralayan her kimse! O korksun…
Allah nasıl olsa yardım edecek bizim gibi yoksun bir hayatı seçenlere… Asıl dünya hayatını ahirete tercih edenler korksun… Onlar pahalı mülklerin içinde kaybetme korkusu ile panik içindeler… Biz ise ağaç altlarında mutluyuz şimdi… Kuşlar, çocuklar ve kelimeler… Sonsuz bir zamanın içinden gülümsüyoruz size…
Huzurla, şefkatle ve ümitle… Hayati Sır