top of page

Ey hakikat!


Yazıyorum işte… Gecenin kıyısında, sabahın başlangıcında… O iki arada… Karanlık ve ışık… Ölüm ve hayat… Varlık ve yokluk… O anın içinde, birleyecek her ikisini… Ben en çok seni sevdim… Bu hayatta ben en çok seni sevdim… Ahiret yurdunda ben en çok seni sevdim…

Kelimelerle birlikte biz, sıcak toprağın üzerinde, ayaklarımızın altından akan ırmakların üzerinde, biz, biz, biz, en çok seni sevdik… Ey Sevgili, önce izin aldık, seni bu kadar çok sevebilmek için Cenab-ı Allah’tan… Sonra seni sevdik…

İlahî aşkın sahibi izin verdi bu sevgi için… Biz dedim, Peygamberimle biz, ikimiz, yan yana gelmek için, senin için, Allah’ım senin için, biz en çok Peygamberimizi sevdik…

Ancak o zaman yaklaşabilirdik sana… Peygamberimiz olmadan hiçbirimiz gerçekleştiremezdik Mirac'ı…

Sıdretül Münteha'yı geçemezdik… Yanardık… Melekler gibi olurduk ama sana yaklaşamazdık… Peygamberimiz olmasa biz huzura gelemezdik… Allah’ım seni o zaman lâyıkıyla bilemezdik…

Şimdi, yine dünyadayız… Günlük hayatın içinde… Ama sana en yakın halin içindeyiz belki… Namazlarımızda, secdede, kapatıyoruz dünyanın kapısını… Kim çalsa o kapıyı açmıyoruz… Yokuz biz diyoruz, yokuz… Vardık bir zamanlar ama şimdi yokuz… Hiç kimse yok içerde! Kalbimizden çıktık şu an… Ve yükseliyoruz Mirac'a…

O en yüksek gökte, Peygamber Efendimizin kokusu ve o nur… Sırların sırrı… Açılıyor göklerin kapısı… Geçiyoruz halden hale…

Kelimeler denizindeyiz… Hepsi canlı ve eğiliyorlar önümüzde…

Yol oluyor bize kelimeler…

Sonrası yok…

Yok olan hiçbir şey yok!

Allah var sadece…

Ne zaman başka bir şey oldu ki dünyada…

Sadece göz yanıldı hep…

Akıl her şeyi bilebileceğini sandı…

Bilemedi… Kendini bilemedi…

Şimdi…

Yeniden kalbin içindeyiz hepimiz… Ve tanıyoruz artık kendimizi…


Aslında biz kimiz!

Şu an hiç olmadığımız kadar kendimiz-iz…

Ve sahici bir duanın içindeyiz…

Peygamber Efendimizle birlikte dün için, dünya için, hepimizin kurtuluşu için dua ediyoruz…

Dün ne olmuşsa, bugün, yarın, olmayacak bir daha hiçbiri…

Zaman olmayacak ki artık!

Bizim için…

Dünyaya dönsek bile…

Zaman,

zaman,

olmayacak artık hiçbir ‘namaz’ımızda…

Hiç,

bir!

‘Namaz’dan dönmeyin artık ‘zaman’a…

Her namazda sadece Allah’ı görün… Zamanın örtüsüne aldanmayın…

Zaman üzerini örter hakikatin…

Çekin alın zamanı hayatınızın üzerinden…

‘Namaz’ın sırrına ancak o ‘zaman’ varabilirsiniz…

Ey hakikat! Hu! Hayati Sır

bottom of page