top of page

Tek bir sözle kalbe inen ‘nur’!


Bilemedim şimdi! Bir ‘insan’ mısın sen? Yoksa bir mahlûkat! ‘Kan’la beslenen! Ateşten ekranlarda vampir dizileri, kitaplar, sinema filmleri, bilgisayar oyunları, gazete yazıları… Hepsi de vampirleri sevdirmek için bize… İblis, vampir iyidir! ‘İyi’ midir sahi? İyi midir vampirler? Bilemedim şimdi! Bu dizileri, filmleri yapanlar ‘insan’ mı? Yoksa! Kan mı? Kanın yolculuğu Kabil’den bu yana! Yeraltında! ‘İnsan’dan gizlenmiş bir ritüel eşliğinde! Gece olunca ise! Korunmak için Muâvvizeteyn, yani Nâs ve Felak! Yoksa işimiz zor! Çocuklar bile kan içmeye başladılar! ‘İnsan’ öldürmek ‘oyun’ sayılıyor artık! Ateşten ekranların içinde her ‘şey’ bir oyun! Çocuk o ateşten ekranların dışına hiç çıkamıyor ki artık! Bir ‘insan’ öldürse, bir okul basıp on insan öldürse, o yine ateşten ekranların içinde sanıyor kendini… O zaman hiçbir ‘şey’ olmuyor sanki! Hiçbir kural yok! ‘İnsan’ öldürmek, ‘kan’ içmek serbest! Ekran ‘ateş’ten olunca yasak niye olsun! Her ‘şey’ serbest o zaman! Evet, her ‘şey’! Gün gelecek ‘kan’ içmeyen ‘insan’ gerici sayılacak… ‘Çağ dışı, dumansız ateşi sevmiyor o, pis toprak insanı!’ Böyle söyleyecekler o ‘insan’ için… Ateşten çipler beyinlerinin içine yerleştirilince sevinecekler… ‘Nihayet biz de çağdaş olduk’ diyecekler! ‘Bak bir anda entelektüel olduk! En modern biz olduk! ’Modern ‘şeytan’larla dans edecekler… Kan içecekler… Sevişecekler… Mega alışveriş merkezlerinde bir araya gelip ayinler yapacaklar… ‘O emdikçe, kirlenmiş toksik kanımız temizleniyor’ diyecekler! İnsan ümitsizliğe kapılabilir bu yazı böyle devam ederse… Günaha girer ‘kalem’! Ömür boyu susar… Kelimeler bir daha ona gelmez… Küserler hepsi… ‘Mekke’ye giderler… Kâbe’yi tavaf ederler… İyi ki ‘Mekke-i Mükerreme’ var! ‘Zemzem’ var! ‘Kâbe-i Muazzama’ var! İyi ki ‘Ravza-i Mutahhara’ var! ‘Medine-i Münevvere’ var! İyi ki sen varsın Resûlullah… İyi ki Ehl-i Beyt sevgisi var… İyi ki vahiy var… Kur’an-ı Kerim var… İyi ki ‘söz’ var! İyi ki ‘iyilik’ var! İyi ki ‘insan’ var! ( O ‘insan’, tek bir insan, o ağacın altında bekliyor şimdi! Yuşa tepesinde, sıcak toprağın üzerinde, yüzünü Mekke’ye dönmüş, ellerini gökyüzüne doğru kaldırıyor ve Cenab-ı Allah’a dua ediyor… ( Bu duanın sonunda, İstanbul’da, iki denizin birleştiği yerde, şimdiye kadar hiç görülmemiş bir ışık parlaması oluyor… Nur içinde bir nur iniyor kalbe… Bir söz bu! Tek bir söz! Şeytanın tüm oyunlarını bozacak tek bir söz! İşte bu söz için hayatta kalmaya değer! Hayati Sır

bottom of page