top of page

Bu dünyada ‘Aşk’ bitmez…

Söz bitti! Söze gelemiyor kelimeler… Manevi dünya çok kirlendi… İhlâslı dualar azaldı… Maddenin gücü arttı… Manevi bir zayıflama var! Dua kelimeleri yetim kaldı… Ey Sevgili gel artık! Sensiz ‘bir’ Aşk olmaz!

Ağaçlar, kuşlar, kelimeler ve ‘mana’! Birbirleriyle nasıl konuşacak! Söz biterse eğer Ey Sevgili! Bu ‘Aşk’ nasıl yaşanacak?


Yazı bahçesinde bekliyoruz ‘biz’! Hayat verebilmek için kelimelere… Çünkü ‘söz’ verdik Rabbime… ‘Söz’ olabilmek için bu dünyada… Ey ‘kalem’! Yazının ruhu için her ‘mana’ senin kalbinde… ‘Kalem’inin ucunda… Yaz o zaman işte! ‘Aşk’la yaz! ‘Bir’ hiç olmak için yaz! Yaz kalem! ‘Aşk’ı yaz bize! Yaz ki öğrensin insanlar, kalplerindeki ‘sır’ları! Ey ‘kalem’! ‘Söz’ ol bize! Hayati ‘bir’ sır ol! Ey!

İnsanın varlığı ‘bir’ yokluk üzerinedir! Söze gelmek, söze getirmek istedikçe biz, yok olur! İnsan ‘bir’ hiçliktir! Hiçbir söz onu karşılayamaz! ‘İnsan’ın kendisi ‘bir’ varlık sebebidir! Ey! Ey ki ey!

Çocuklardır aslında tüm dua kelimeleri! ‘Dua’ bir çocukluk halidir… ‘Bir’ masumiyet, bir mazlumluktur! ‘Dua’dır Ey Sevgili! ‘Dua’ tek ‘bir’ Aşk halidir! Öncesi ve sonrası yoktur! ‘Şimdi’dir dua! ‘Aşk’tır! Sonsuz ‘bir’ zamanın içinde kaybolmaktır!


‘İnsan’ bilmez kendini! ‘Dua’ ederken bilir, bilebilir, bildirilir belki de ona… Ey! Ey Sevgili! ‘Dua’ insanın kendisini bilebilmesinin tek yoludur… Tek ‘bir’ haldir… Tek ‘bir’ Aşk! Ey!

Ey insan! Ey ‘bir’ insan! Ey o ‘bir’ insanın ümmeti! Ey Nur-u Muhammed’in ümmeti! Ey ‘nur’ yüzlü insanlar! Şimdi kıyam vakti! Şeytanın zulmüne karşı ayağa kalkma zamanı! Ey müminler! Şeytan işi azıttı! Vücudumuzu ele geçirmek üzere! Şimdi de ‘kalb''im''iz''in' peşinde! Ey! Ey! Ey!

Ey İstanbul! ‘Hakikat’i söze getirmeye çalışan ‘Hayati Sır’rı dinleyin… Cennet sözlerini ‘oku’yun! ‘Cennet’i kaybetmemesi için insanın, o ‘insan’ için, o tek ‘bir’ insan için yazıyor hiç durmadan! Ama ‘oku’muyorsunuz! Günlük hayatınızın içinde debeleniyorsunuz… Yolunuzu bulamıyorsunuz… Ama yine de ‘oku’muyorsunuz… Ey insanlar! İnsan, ‘hakikat’i okumalıdır! Kâinattaki hakikati okumadan önce, kalbindeki ‘hakikat’i okumalıdır… O cüz’i ‘hakikat’, külli olana ‘bir’ ‘ayna’ tutacaktır inşaallah…


Ey kalbi tek ‘bir’ Aşk için çarpan halis kullar! Kalbinizdeki mühürleri açın… ‘Dua’ edin! ‘Bir’ dua! Ancak ‘bir’ dua ile açılır o mühürler… Ve kalbinizdeki ‘hayati sır’lar ortaya çıkar…


İnsan kendi kendinin ‘bir’ sırrıdır! Nefsini bilmeden Rabbini bilemez… Nefes aldığı müddetçe nefsi de onunla birlikte yaşar… Önemli olan ‘ölçü’dür… Nefsinizin de sizin üzerinizde ‘bir’ hakkı vardır… Ey! Ey tüm ‘mana’ların açıldığı o tekbir ‘kalb’! Ey o kalbi taşıyan 'insan'! Söze gel artık! Yüzünü göster bize! Sen susuyor olsan bile o zaman, biz yüzünde görürüz ‘hakikat’i… Ey Müslümanlar! Hazır mısınız kıyam etmeye? Zaman iyice azaldı! Şeytan kalbin kapısında… ‘İstanbul’ kuşatma altında! Ey İstanbul kıyam et!

( Usulca uzanıyorum toprağın üzerine… Toprak söze geliyor! Şeytanın şirk-etleri kuşattılar tabiatımı… İçim dışım genetiği değiştirilmiş organizmalarla dolu… Onca kimyasal ve yüklüce radyasyon! Ağır işkence altındayım! Ey toprak tabiatım! Ey ateşe tapan bunca insan! Vücudlarının içine ‘ateşten put’ları almak isteyen nano-robotlar! Toprağın çığlığını duyun artık… Toprak her an ölebilir! Ve siz vücudsuz kalırsınız… Kalbinizdeki ‘Aşk’ sizi bırakıp, Cennet’e geri döner… Hiç kimse 'bir''bir'ine âşık olamaz… Nano-robotlar toprağınızı, tabiatınızı ele geçirirler! Ve Aşk biter!


Aşksız bir hayat ölümdür!


‘Aşk’ olmazsa insan da olmaz…

( Toprakla birlikte ağlıyoruz iç içe… Hiç kimse fark etmiyor gözyaşlarımızı…


Sen, yalnızca sen fark ediyorsun Ey Sevgili!

Korkma hiç! ‘Biz’ oldukça bu dünyada ‘Aşk’ bitmez!

Ey! Hayati Sır

bottom of page