Kalbindeki ‘emanet’i bilmek için yaklaşsana!
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla ‘oku’duk bu hayatı! Bildik işte sonunda! Bildik kalbimizin sırrını! Bildik meleği ve melekeleri… Bildik hepsinin sahibini… Ve secde ettik hemen… Açılsın diye tüm sırlar! Ey kalbin kapıları! Sema kapıları kalbin! Sema eden kelimeler için…
Sessiz ‘bir’ konuşma… Sır olanla! Sırra ‘sır’ olabilmek için… Özün özüne…
Birliktedir sözün sırrı… Kalbinle iç içe olmazsa açılmaz! Açmaz kalbin kapılarını sana bile! Söze gelmez! Söze getiremezsin hiçbir sırrı! Ama kâinatın ‘bir’ noktası bile olsan, olabilirsen eğer, bilirsin sen de kalbindeki sırrı! O sonsuz kâinatın sırrını! Kalbin işte, o umman gibi sırrı taşır içinde! Farkında mısın ki sen neden ‘bir’ yeryüzü halifesisin? Bundan işte!
Fıtratınla, tabiatınla, ağaçlarla söze gelir o sır! Kâğıtların üzerine yazılır… ‘Oku’mazsınız ama… Kalbinize çok uzak bir hayat yaşarsınız… Buluşamazsınız bir türlü kalbinizdeki aşkla… Aşkla ey sevgili! Bir türlü buluşamazsınız…
İnsan acelecidir! Bilmez ki, tüm hayatı boyunca aradığı o ‘sır’, kendi kalbindedir! Öylesine yakındır ona… Ama uzaklarda arar! Oysa kendiyle baş başa kalmayı seçse, ah ‘bir’ seçebilse, bulacaktır! Bulacaktır o sonsuz ‘bir’liği! Aşkın birliğini kendiyle!
İnsanın bu dünyada ‘kendi’si yoktur! Var gibidir! Hayaldir insan daha! ‘Bir’ hayal! Ey!
İnsanın ‘kendi’ hayali ise Cennet’dedir! Bu dünyada ölünce görecektir onu! Kendisini! Hayalin kendisini! Ey!
Daha da yazarız ama susmak gerekiyor burada! Susmak! Konuşunca, söz olunca, ‘bir’ kelam… Mevcudiyeti oluyor işte o sözün! İnsan ‘bir’ susma sonucunda var olmuştur belki de! Konuşabilmesi için Rabbiyle, insanın… ‘Bir’ dua gibi… İnsan, ‘söz’ olmalıdır! ‘Bir’ söz ama… Kelime-i tevhid gibi… Ve o sözle dönmelidir kendi aslına… Mevcudiyetini ancak Rabbimin bildiği ‘bir’ söz! İnsana kapalı o söz şimdi! Ancak ahir zaman! O zaman, Ey Mehdiyet!
İnsanların toplu olarak hidayete erecekleri zaman… Salih kulların… Zikrin birliği ile! Manevi ‘bir’ fetih! Ey! Ey Mehdiyet!
İstanbul her daim manevi ‘bir’ halin içinde hazır beklemektedir! Ve o ahir zaman gelince kıyam edecektir! ‘Toprak’la birlikte! ‘Dumansız ateş’e karşı! ‘Mana’dır çünkü! Dijital şeytanı içine almayı reddeder!
Dua kelimeleriyle korunur İstanbul! Secde eder! Bir şehir secde eder mi? İstanbul secde eder işte! Her manevi tepesinde ‘bir’ evliyaullah vardır! Ve secde edip, zikrederler hiç durmadan… İstanbul için… İstanbul’daki Mehdiyet için! Hidayete ermiş o sevgili ‘bir’ kul için…
Aslolan hakikattir! Yazdık işte kendi çapımızda biz de hakikati… Yazabildik mi bilemeyiz? Ama bildik işte! Rabbimizin bize ‘emanet’ ettiği sırrı! Söze tam getirmemeye çalıştık aslında… İstedik ki ‘bir’ hayati sır olarak kalsın kalbimizde…
Kalbimize girebilenlere açılsın sadece!
Sır olan aşktır çünkü! Hayati Sır