Kış ya! Soğuk ya! Çocuklar donarak ölüyorlar ya!
Gecenin içli sesi! Duyar mısınız? Çocuklar ağlıyorlar… Soğuktan donuyorlar… Sonra, çok sonra, usulca sonsuz bir uykunun içine dalıyorlar… O masum çocuklar… Tek suçları çocuk olmaları… Dayanamıyorlar soğuğa… Ve kötülüğe!
Büyükler var ya o büyükler! O çocukları, masum çocukları öldürüyorlar! Ne için biliyor musunuz? Enerji! Kendi çocukları evlerinde, bu ölen çocuklara çok uzaktaki sıcacık evlerinde, ellerindeki ateşten ‘tablet’leriyle rahatça oynasınlar diye! Şeytana uysunlar diye!
Soğukta donarak ölen çocuklar var ya! Melek onlar… Şeytana en uzak mesafedeler… Ve Cennet’e gidecekler…
O sıcacık evlerinde, şeytana uyan çocuklar var ya! Ah o sıcacık çocuklar! Ateşten kavrulacaklar işte! Ve bilemeyecekler hiç! Ebeveynlerinin zulmünü! Dünyayı bu ateşten ‘enerji’ için soğuttuklarını! Ortadoğu’daki çocukları öldürdüklerini… Ah çocuklar! O zulmün sahibi şirketler var ya! Şeytana hizmet ediyorlar! Ve asıl ne yapıyorlar biliyor musunuz? Sizinle birlikte, dünyanın tabiatını da öldürüyorlar! Şeytana hizmet ediyorlar… Şeytan, çocukları sevmez! Masum olan hiçbir şeyi sevmez… Şeytan, çocukluğunu kaybetmemiş her insana düşmandır! Cennet hayalini kim koruyorsa kalbinde, şeytan ona düşmandır! Ah çocuklar! Cennet ehli çocuklar!
Dünya nasıl kurtulacak, şeytanın bu küresel şirk-etlerinden biliyor musunuz? Masum ‘bir’ kalbin secdesiyle… O masum ‘kalb’lerin çoğalmasıyla… Hep birlikte o ‘bir’ anın içine girilmesiyle… Ve ‘bir’ cennet anıyla işte! Rabbimin yardımıyla… Melekleriyle… O masum çocukların, meleklerle birlikte duasıyla… Dünya ne zaman kurtulacak biliyor musunuz? Hidayete eren ‘kalb’lerin birliğiyle… Masum çocuklar ve hidayete eren ‘kalb’ler… Ey!
Sözü getirmek istediğimiz yer tam da burasıdır! ‘Bir’ secde anı içindedeki ‘sır’! O ‘sır’dır işte Mehdiyet! Soğuktan donarak ölen çocukların kalbi kadar masum ‘bir’ Mehdiyet! Ey!
Ey kalbim! Yazının kalbindeki ‘sözler’ bunlar… ‘Bir’ anlayan bulunur değil mi? ‘Bir’ olabilecek tüm ‘kalb’lerin diliyle… O ‘bir’ Cennet sözü için… Ve ‘iyiliğin kılıcı’ için…
Kınından çıkma zamanı geldi de geçiyor belki de! Ey müminler! Çıkarın iyiliğin kılıçlarını kalbinizin mağarasından! Ve söze getirin hakikati! Her nerede olursak olalım tanırız biz 'bir''bir'imizi… Ey secde kardeşleri! Söze gelin ve söze getirin artık hakikati! Yoksa çocuklar ölecek! Masum olanları soğuktan donarak ölecek! Diğerleri şeytanın dumansız ateşiyle yanarak ölecek! Ama nasıl olursa olsun çocuklar ölecek!
Ey İstanbul! Mehdiyet şehri İstanbul! Kıyam etme zamanı değil midir? ‘Şimdi’! Şimdi kıyam etmezsen, çocukların ölümleri durmayacak! Şam, Kudüs’ten sonra da sıra sana gelecek!
Ey İstanbul! Tek ‘bir’ hakikat uğruna kıyam et! Çağır artık Mehdi Aleyhisselamı!
Ey!
Ey ki ey! Hayati Sır