top of page

Yapay 'kan'lı şirk-et CEO'ları!


İnsanlar gerçekleri bilmek istemiyorlar! Sürüklenelim böyle hiç uyanmadan 'haz denizi' içinde diyorlar! Bize ne gerçeklerden! Dünyadaki zulümden! Güçlü olanların yanındayız biz! Küresel şirk-etler ve iktidarları! Bizim konforumuz için çalışıyorlar! Hayatımızı kolaylaştırıyorlar! 'Teknoloji'lerini bizim için geliştiriyorlar! Robot cerrahlar! Hazır gıdalar! Ürünlerin raf ömrünü uzatan katkı maddeleri bizim için! Bebek mamalarındaki GDO'lu besinler! Hepsi bizim için! Radyasyon saçan baz istasyonları! Akıllı cep telefonları! iPad'ler! Kablosuz ağlar! Mikrodalga fırınlar! Çocuklarımıza yedirdiğimiz o abur cuburların içindeki sentetik aramolar! Hayatı kolaylaştırmak için bize! Tat için lezzet için! 'Hız'lı bir hayat yaşamamız için! Vakit yok ki! Çünkü asıl zamanımızı 'iş'lerimiz almalı! 'Ofis-hücreler'imizde çalışarak geçirmeliyiz tüm o verimli zamanlarımızı! Pencereleri reklam panoları ile örtülü hiç güneş ışığı girmeyen o yüksek kulelerde! Ey şirk-et çalışanları! Şeytan sizi kendine hizmet ettiriyor aslında! Paçavraya çeviriyor hepinizi aşırı çalıştırmaktan! Sonra da zehirliyor! Parça ışına tabi tutuyor hücrelerinizi! Parçalıyor hasta ediyor! Hastanelere koşuyorsunuz telaş içinde! Doktorlara yalvarıyorsunuz bilgi alabilmek için! Sizi türlü cihazların içine sokup acı çektirerek vücudunuza radyasyon veriyorlar! Sonra 'hap' tedavileri başlıyor! Yığınla yan tesiri olan haplar! Bir organınız düzelirken diğer organlarınız hasar görüyor! Vücudunuzun zikri bozuluyor! Bağışıklık sisteminiz iyice çöküyor! Perişan oluyorsunuz! Doktorlar o zaman bir 'yarı-tanrı' gibi karşınıza geçip o acımasız bakışlarıyla sizi süzerek diyorlar ki 'öleceksiniz'! Bir kobay gibi... Ah! Şirk-etler budur! Her halinizden bir kazanç elde etmeyi düşünürler! Hayatı size zehir ederler! Siz hala onlara hizmet edin! Teknolojinin esiri olun! Çocuklarınızı küresel patronlarınıza verdiğiniz hizmetler aksamasın diye hiç tanımadığınız insanların vicdanına teslim edin! Annesiz babasız büyüsün çocuklarınız! O çocuklarınız soruyorlar ama şimdi size! Neredesiniz? Kendiniz bakmayacaksanız beni neden dünyaya getirdiniz? Sizler şirk-etlerin zengin kölelerisiniz! Ne zaman sorsam hep yorgunsunuz! Devamlı olarak vakitsizlikten şikayet ediyorsunuz! Aceleyle bana hazır gıdaları yediriyorsunuz! Vücuduma zehir sokuyorsunuz! 'Şeker'e boğuyorsunuz o canlı hücrelerimi! Oksijensiz bırakıyorsunuz! Nerede şimdi sizin o geleneksel gıdalarınız? Pestiller, dut kuruları, pekmezler, cevizli, bademli, vişneli, kayısılı o şekersiz kurabiyeleriniz? Elinizin kendi doğal hamuru hiç kalmadı mı? Zaman yok mu? Zamanınızı kime satıyorsunuz ki! Çocuğunuzdan çaldığınız bu zamanı kime, kimlere kiralıyorsunuz? Ve aldığınız o yüksek ücretlerle! Sürekli tüketiyorsunuz! O havasız AVM'lere koşuyorsunuz! Birbirinize hava atabilmek için hiç ihtiyacınız olmayan şeyleri alıyorsunuz! Ve bana tek ihtiyacım olan sevginizi vermiyorsunuz! Hepiniz o boş bakışlı, sanal ifadeli AVM yüzlerisiniz! İhtiyacım yok artık size! Öğrendim! Kendi başımın çaresine bakabilirim! Sizlerden bile daha duyarsız olabilirim zamanı gelince! Yaşlandıkça siz, bizlere muhtaç duruma düştükçe kapınızı bile çalmam! Aramam! Sormam! Vaktim olmaz!

Sizi örnek alırım kendime! Dijital bir şirk-etin 'CEO'su olurum! 'Haz' içinde geçer her anım! Dünyadaki zulme isteyerek bilerek ortak olurum! Hiç çekinmem de böyle bilinmekten! Konforum için her şeyi göze alırım! Benimle iftihar edebilirsiniz! Dersiniz ki işte bu bizim çocuğumuz! Kanı 'yapay' onun! İç organları, zekası hepsi yapay! Vicdanı olmayan bir Dijital! Oldu işte! Rahat uyuyun yattığınız yerde! Bolca vaktiniz olacak artık geçmişinizi hesaba çekmek için...

Hayati Sır

bottom of page