

Şeytanın bilemediğini bir tek ‘kalb’ bilebilir!
Açıklanamayacak olanı, tarihin hangi zamanı olursa olsun hiç açıklanamayacak olanı, ‘şeytan’ açıklamaya hazırlanıyor! İnsanın...


Şeytanın oyununu bozmak için secde kardeşliği!
Yazıya başlamak için yüzünü kıbleye dönmek, vakit namazını bitirip kalemi eline öyle almak şarttır! Yaz o zaman işte! Hele namaz sonrası...


Şeytan son oyununa hazırlıyor dünyayı!
‘Kelimeler’in yerlerini değiştirmeye çalışıyorlar… Diyorlar ki bu dünya bilgilerini biz vermiştik size, şimdi de değiştiriyoruz hepsini…...


'Hayati Sır’rı biliyorum!
Ey Hayati Sır! Açıklama zamanın gelmedi mi artık kimliğini? Sen bizi her yazında, ‘kalb’imizle imtihan ediyorsun! ‘Kalb’in içinde...


İnsan kendini ‘oku’yabilirse Rabbini bilir…
Kendi ile geçinen ve geçinemeyen… ‘Kendi’ ile… ‘Kendi’ni bilmeyen kim! Kim olduğunu! ‘Dünya’ ne! ‘Ahiret’! Cennet ve Cehennem! Ve ‘söz’!...


Ateşten vücutlar ve ‘insan’!
Kâğıtlarda yazılanlar okunmaz oldu artık! El yazısı okumak sevindirmiyor kimseyi… Kitap harfleriydi önce, şimdi oldu ekran yazısı… Ateşin...


Tek bir sözle kalbe inen ‘nur’!
Bilemedim şimdi! Bir ‘insan’ mısın sen? Yoksa bir mahlûkat! ‘Kan’la beslenen! Ateşten ekranlarda vampir dizileri, kitaplar, sinema...


Merak, teknolojik put ve ‘hakikat’!
İnsanı her yerden kuşatıyor! Hücrelerini parçalıyor! Çökertiyor vücudundaki setti! Hiç kimseden ‘ses’ yok! Onlar ‘oyun’ oynuyorlar...


Kalbin yüzünü görebilmek için ‘Mehdi’!
Kelimelerle geliyor ‘Mehdi’! ‘Hakikat’in kelimeleri… Yeni bir dil! İyilerin dili… ‘Kalb’in kelimeleri… Ve secde! ‘Dua’ eder gibi bir...


Cennet ve ihtiyaç!
Yazının bittiği yer mi? An mı? Söz mü? İnsan mı? Ya da ‘yazı’ biter mi? Bitti işte! Cennet’e getirdi bizi yazı! Ve gitti! Kelimeleri de...